Negatif düşünce tekrarlama döngüsünün sona ermesi, metakognitif terapi olarak adlandırılan bir depresyon tedavisinin öncülüdür. Yeni bulgular, bu yöntemin depresyon nüksünü durdurmada daha yaygın olarak kullanılan diğer yöntemlerden daha faydalı olabileceğini göstermektedir.
Depresyon büyük bir küresel sağlık sorunudur. Amerika Birleşik Devletleri'nde 15-45 yaş arasındakiler için önde gelen sakatlık nedeni olarak, bireyler ve toplum üzerinde bir bütün olarak önemli bir etkiye sahiptir.
Halen depresyon yaşayan 300 milyondan fazla insanın, uzun süreli bir tedavi bulması hayati önem taşımaktadır. Maalesef, depresyonda, tekrarlamalar sık görülür.
Bilişsel davranışçı terapi (BDT) ve ilaç tedavisi içeren tedaviler kısa vadede iyi sonuç verebilir, ancak birçok insanda
Depresyon tedavisi alan kişilerin, sadece %30'unda tedaviden sonraki 18 ay boyunca tekrarlama görülmedi. Bir başka deyişle tedavi alan kişilerin %70'i kısa süre içerisinde sorunları ile tekrar yüzleştiler.
"Frontiers in Psychology" yer alan yeni çalışmanın bulguları, metakognitif tedavinin yararlarına dair erken kanıtlar sunmaktadır.
Tekrarlamamayı anlamak
Bilişsel davranışcı terapi, bir kişinin önceki endişelerine dalmasını gerektirirken, metakognitif terapi insanlara olumsuz düşüncelere odaklanmamalarını öğretir.
Norveç Bilim ve Teknoloji Üniversitesi Psikoloji Bölümünde çalışan Prof. Odin Hjemdal, “Çoğumuzun olumsuz düşünceleri var; yeterince iyi olmadığımızı düşünüyoruz ya da istediklerimizi başaramadık” diyoruz.
“Ama sadece birkaç kişi klinik olarak depresyona giriyor, çünkü çoğumuz sıkışıp kalmak yerine tekrar eden düşüncelerimizi bir kenara koyabiliriz.”
"Depresyonu sürdüren şey bir düşünce biçiminde sıkışıp kaldığınız ve aynı şeyleri tekrar tekrar canlandırdığınız durumdur" diyor.
Bu sürecin farkına vardıklarında, insanlar kurtuluş için farklı ve daha az zarar verici bir yol seçebilirler.
Önemli gelişmeler
Araştırmacılar, büyük bir depresyon ile ilgili 39 katılımcıya 10 seans metakognitif terapi önerdi.
Daha sonra katılımcıları iki gruba ayırdılar. Birinci gruptaki katılımcılar üst bilişsel terapi görmüş, ikinci gruptakiler ise tedaviye başlamak için 10 hafta beklemişlerdir.
Bu bekleme süresi boyunca iki kişi çalışmadan ayrıldı. Bir yıl sonra evde yapılan bir anketi doldurmayı içeren bir takip değerlendirmesinde toplam 34 katılımcı yer aldı.
Değerlendirme, metakognitif tedaviden 1 yıl sonra, ekibin hala katılımcıların% 67 ila% 73'ünü geri kazanılmış olarak sınıflandırdığını göstermiştir.
Biri asıl katılımcıları dikkate alan diğeri yalnızca anketi tamamlayanları analiz eden farklı ölçme teknikleri iki farklı yüzdeyi sağlamıştır.
Araştırmacılar ayrıca ciddi semptomları olanlar arasında önemli iyileşme kaydetti. Şiddetli depresyonu olanların % 79'u orta şiddette depresyon olanların % 60'ı takipte iyileşmiştir.
Katılımcıların sadece% 15'i tedaviden bir yıl sonra bir değişiklik görmemiş, geri kazanılmış kişilerin ise sadece% 13'ü yıl içinde tekrar etmiştir.
Tüm grupta kaygıda belirgin bir azalma oldu.
Hala neyi bilmiyoruz?
Prof. Hjemdal, “Biraz şaşırdık, ancak sonucun bu şekilde ortaya çıktığı için gerçekten mutluyuz” diyor. “Bize göre, hastalar kodu kırdığında ve düşünme stillerini ve kalıplarını değiştirmeyi başardıklarında sağlıklı kalıyorlar.”
"Ama," diye ekliyor "hala bilmemiz gereken daha çok şey var." Örneğin, araştırmacıların metakognitif tedavinin uzun süreli etkilerini araştırması ve diğer mevcut tedavilerle karşılaştırması ve ayrıca takip değerlendirmeleri için tanısal kriterlerin mevcut olmasını sağlaması gerekecektir.
Çalışma neredeyse eşit sayıda erkek ve kadını içermesine rağmen (katılımcıların% 59'u kadındı), küçük örneklem büyüklüğü, bilim insanlarının güçlü sonuçlar çıkarmadan önce daha büyük ölçekli çalışmalara ihtiyaç duyduğu anlamına geliyor.
Bütün bunlara rağmen, Prof. Hjemdal, “depresyonlu bireylere yardımcı olmak için metakognitif terapi tedavisi sağlarsak, toplum olarak, tedavi masraflarından önemli oranda tasarruf edebileceğimize ” inanıyor.